Çınar Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Çınar Ziraat Odası > Haberler > TARIM DANIŞMANLARIMIZ HUBUBAT TARLALARINI KONTROL ETTİ...

TARIM DANIŞMANLARIMIZ HUBUBAT TARLALARINI KONTROL ETTİ...

TARIM DANIŞMANLARIMIZ HUBUBAT ÜST GÜBRELEMESİNDEN SONRA ÇİFTÇİLERİMİZİN TARLALARINI KONTROL ETTİ.ÇİFTÇİLERİMİZE YABANCI OT VE TARLA FARESİ MÜCADELESİ KONUSUNDA GEREKLİ BİLGİLENDİRMELERDE BULUNULDU.

             Buğday Tarımında Yabancı Ot Mücadelesi:

Buğday tarımında yabancı ot mücadelesi özellikle yabancı otların 2–4 yaprak olduğu erken devrede yapılması çok önem taşır ve yapılması % 20–30 oranında daha fazla verim alınmasını sağlar. Hızlı gelişme yeteneğine sahip yabancı otlar özellikle Mart ayının ikinci yarısında faydalı tarla alanını hızla kaplar ve buğday bitkisinin gelişmesini engelleyerek ve bitki besin maddelerine ortak olarak önemli oranda zarar yaparlar. Buğday tarımında yabancı ot mücadelesi kültürel tedbirlerle ve kimyasal yöntemlerle yapılmaktadır. 

 

     Kültürel Yabancı Ot Mücadelesi:

·         Ekimde yabancı ot tohumu bulundurmayan temiz tohumluk kullanılmalıdır.

·         Mümkün olduğunca ekim nöbeti yapılmalıdır.

·         Rizomlarla vejetatif olarak büyüyüp gelişen ayrık gibi otların toprak işlemesi sırasında kullanılan aletlerle bir tarladan başka bir tarlaya taşınması engellenmelidir.

·         Tarla sınırlarındaki yabancı otlar ile de mücadele edilmelidir.

 

     Kimyasal Yolla Yabancı Ot Mücadelesi:

    Buğday tarımında en ekonomik yabancı ot mücadelesi yabancı ot ilaçları ile yapılır. Kimyasal mücadelede tarlada görülen yabancı ot türlerine göre seçilen ilaçlar kullanım özelliklerine göre ekim sonrası veya çıkış sonrası uygulanabilir. Bu yöntem ile mücadelede, hububat tarlalarında hâkim yabancı otların geniş yapraklı veya dar yapraklı oluşuna göre farklı ilaçlar kullanılmaktadır. Tarlada hâkim yabancı otlar geniş yapraklı yabancı otlar ise en yaygın olarak 2,4 Amin grubu ve MCPA bileşimli ilaçlar kullanılmaktadır. 2,4-D Amin ve MCPA bileşimli ilaçlar için en uygun ilaçlama zamanı buğdayın kardeşlenmeyi bitirip kaleme kalkmadan önceki devresidir. Bu devrede buğdaylar 15–20 cm boyunda, yabancı otlar ise 2–6 yaprak dönemlerindedir. Kardeşlenme öncesi, başak oluşumu ve çiçeklenme devresinde yabancı ot ilacı atmaktan kaçınılmalıdır. Erken ilaçlama kardeşlenmeye, geç ilaçlama ise bitkinin boylanmasına ve başak kınından çıkmasına engel olmaktadır. Ayrıca ilaçlamada geç kalındığında ilaçlama aletinin uzamış buğday bitkilerine çarparak zarar vermesi de söz konusudur. Aynı zamanda geç kalınan yabancı ot mücadelesinde yabancı otlar tarlada büyük ölçüde suyu ve besin maddelerini tükettiğinden dekardan istenen verim artışı sağlanamaz. 2,4 Amin ve MCPA grubu ilaçlar fazla soğuk, kapalı havalarda ve aşırı sıcakta uygulanırsa istenen faydalı etki olmayabilir. Bu nedenle buğday tarımında ilaçlama hava sıcaklığının 8–18 °C arasında olduğu, rüzgârsız ve yağışsız bir günde yapılmalıdır. Rüzgârlı bir günde ilaçlama yapılması halinde çevredeki, yazlık ürünler ile sebze bahçeleri ve bağ alanları taşınan ilaç zerreleriyle zarar görebilir. Bu grup ilaçların uygulanmasından sonra yaklaşık 6 saat içerisinde yağmur yağmazsa en iyi sonuç alınır. Son yıllarda modern yabancı ot ilaçları kullanılmaya başlanmıştır. Bu ilaçlar dekara 1 - 3 gr gibi çok düşük dozda kullanılan Chlorosülforon, Tibenuron-methyl ve Methyl Amin carbonyl etkili maddelerini içermektedirler. Ancak Chlorosülforan grubu ilaçları kullanırken çok aşırı dozda kullanmamaya dikkat edilmelidir. Aksi halde ertesi yıl ekilecek olan münavebe bitkilerinden ayçiçeği ve diğer yazlık bitkilere zarar gelebilir. Ayrıca tarlada yabani yulaf, delice, kuş otu, tilkikuyruğu gibi çimensi yabancı otlar varsa bunları kontrol edebilecek ilaçların esas ilaçlamadan 10 gün sonra veya evvel, eğer karışımları mümkün ise geniş yapraklı ot ilaçları ile karıştırılarak verilebilir. İki ilacın karışabilirliği konusunda bilgi almak için en yakın tarımsal kuruluşa danışılmalıdır.

 

       Buğday Tarımında Sulama:

    Buğday bitkisinin vejetasyon boyunca istediği su miktarı gelişme dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Buğday bitkisi iyi bir çimlenme ve uygun bir çıkış sağladıktan sonra ekimden kaleme kalkma dönemine kadar olan dönemde su isteği fazla olmayıp, verim üzerine de çok etkili değildir. Buğday bitkisinde, hızlı bir kütlesel büyümenin olduğu ve başak taslağının oluştuğu sapa kalkma dönemiyle birlikte su ihtiyacı gittikçe artar, başaklanma döneminde maksimuma ulaşır ve yüksek su talebi tane doldurma döneminde de devam eder. Görüldüğü gibi bölgemizde Mart ayının ortalarından Mayıs ortalarına kadar olan dönemdeki su noksanlığı büyük oranda verim azalmalarına neden olabilmektedir. Bununla ilgili olarak çiftçiler Nisan ve Mayıs aylarındaki düşen yağışların buğday tarımı için önemini ortaya koymak amacıyla “gökten altın yağıyor” tabirini kullanmaktadırlar.

 

     Buğday Tarımında Sulama Zamanları:

    İlkbaharda yeterince yağış düşmediğinde çiftçilerimiz eğer sulama imkânına sahip iseler; - Sapa kalkma döneminde bir su ( bu bölgemizde Nisan ayı), - Süt olum döneminde bir su (bu bölgemizde Mayıs ayının ikinci yarısı) verebilirler. Görüldüğü gibi eğer Nisan ayı kurak geçerse sapa kalkma döneminde bir sulama ve arkasından Mayıs ayında da yeterince yağış düşmez ise süt olum döneminde ikinci bir sulama buğdayda kuru koşullara göre %100’ün üzerinde bir verim artışı sağlayabilir.

 

      Buğdayda Sulama Yöntemleri:

Buğday bitkisinde yüzey sulamalarından, salma ve uzun tava yöntemlerinden biri ile sulama yapılabileceği gibi sapa kalkma döneminde de yağmurlama sulama yöntemlerinden biri kullanılabilir.

     Hububatta Verim ve Kalite Artışı İçin Üst Gübrelemenin Parçalar Halinde Yapılması Gerekir.

Başaklanma döneminde uygulanan azot, süt olum döneminde güçlü protein ağları oluşumuna ve süt olum dönemi sonrasında da protein birikimine neden olduğundan, yüksek proteinli tane üretimi sağlar.

           Yağışlı geçen yıllarda verim fazla, uygun gübreleme yapılmazsa protein oranı düşük olur. Çünkü buğday danesinde protein ve nişasta bulunmakta olup yağışlı yıllarda nişasta daha uzun süre ve miktarda danede birikir. Danede ilk biriken besin maddesi proteinler olup proteinler protein ağları oluşturur. Yağışlı geçen yıllarda danede protein oranının düşük kalması, nişastanın daha fazla ve uzun süre danede birikmesi, bitkinin daha uzun süre yeşil kalmasından kaynaklanmaktadır. Proteinin yapı taşı azot olduğundan yağışlı geçen yıllarda danede protein oranını artırmak için üst gübrelemenin parçalar halinde verilmesi ve özellikle başak döneminde azotlu gübre verilmesi gereklidir. 

             Bugünlerden sonra buğdayda kalitenin ve verimin arttırılması için üst gübreleme oldukça önem arz etmektedir. Protein oranının istenilen seviyede elde edilebilmesi için en önemli faktör azotlu gübrelemedir. Çünkü proteinin yapı taşı azottur. Yetersiz ve zamanında uygulanmayan azot verim, protein ve kalite düşüklüğüne sebebiyet verir.  Üst gübreleme bu nedenlerle çok önemlidir.

Azot kolay çözünen ve hareketli bir besin elementidir. Bitki tarafından kullanılamadığında Nitrat şeklinde yıkanarak veya amonyak şeklinde gaz halinde kaybolur. Buğday bitkisinin başlangıçta yavaş olan azot alımı, sapa kalkma döneminde artar, başaklanma döneminde ise en üst düzeye ulaşır. İlk gelişme dönemlerinde aşırı azot; vejetatif gelişmeyi teşvik ederek, soğuğa, kurağa, hastalıklara ve yatmaya hassasiyeti arttırarak verimliliği düşürür. İleri gelişme dönemlerinde ise toprakta yeterli azotun bulunmaması kaliteyi düşürür. Azotun sulu koşullarda, bitkinin azot tüketimine bağlı olarak, parçalar halinde verilmesi verimi ve kaliteyi arttırır.

Bu yıl çıkışın genelde sonbahar yağışlarıyla erken olması bitki gelişimi önceki yılara göre daha öndedir. Bu sebeple üst gübreleme tarım takvimine göre değil bitkinin gelişme durumuna göre yapılmalıdır. 

Buğdayın gelişme dönemlerine göre AZOT alımı;

·         Çimlenme – Kardeşlenme………………              % 13

·         Kardeşlenme – Sapa kalkma……………             % 11

·         Sapa kalkma – Başak oluşturma……….            % 60

·         Başak oluşturma – Olgunlaşma………...           % 16

 

            Başaklanma döneminde uygulanan azot, süt olum döneminde güçlü protein ağları oluşumuna ve süt olum dönemi sonrasında da protein birikimine neden olduğundan, yüksek proteinli tane üretimi sağlar.

Çiftçilerimizin bugünlerde üst gübrelemeye başlamaları gerekmektedir. Gübrelemeyi yağış durumu ve bitkinin gelişme dönemi dikkate alınarak yapılmalıdır. Üst gübrelemede önemli olan husus toprak analiz sonuçlarında verilmesi gereken azot miktarının bitkinin ihtiyaç duyduğu dönemde toprakla buluşturulmasıdır. Üst gübrelemede kuru şartlarda yağışa bağlı olarak bir defada, sulu şartlarda bitkinin azot tüketimine bağlı olarak, parçalar halinde verilmesi verimi ve kaliteyi arttırır.

Kuru şartlarda buğdayın tüketimine göre üstten 10 kğ. Üre veya 14 kğ.%33 AN kullanılmalıdır. Üre gübresi kullanacakların Nisan ayının ilk haftasına kadar uygulamayı tamamlamaları gereklidir.

Sulu şartlarda ekmeklik buğdaylara, arpalara ve Makarnalık buğdaylara iki defada verilmesi önerilen azotun birinci kısmı kardeşlenme dönemi sonu, sapa kalkmanın başında 15 kğ. Üre veya 21 kğ.%33 AN, ikinci kısmı başaklanma döneminde 10 kğ. Üre veya 14 kğ. %33 AN, makarnalık buğdaylar ekmeklik buğdaylara göre dekara 4–5 kğ. Daha fazla saf azota ihtiyaç duyarlar. Ayrıca sarı olum döneminde sulama ile birlikte uygulanabilecek 2-4 kğ./da saf azot     ( 7 kğ. Üre veya 14 kğ AS veya 9 kğ.%33 AN)  yüksek proteinli, kaliteli ekmeklik buğday ve makarnalık buğdayda ise parlak camsı tane elde edilmesini sağlar. Unutulmamalıdır ki protein ve kaliteyi en fazla etkileyen faktörlerden biri azotlu gübrelemelerdir.

Hububatın gelişme dönemine göre kardeşlenme döneminde olan buğdayların Şubat ayının 2. yarısında, genelde henüz fide döneminde olan hububatın üst gübrelemesinin bitkinin gelişme durumu ve yağış şartlarına göre Mart ve Nisan aylarına ertelemek gerekmektedir. Yani bitkinin fenolojisi ve yağış durumuna göre hareket edilmelidir.

     Tarla faresi ile mücadele:

            Tarla Fareleri, kültür bitkileri, çayır-mera bitkilerinin yeşil aksamları, tohum ve meyvelerini yiyerek, yiyecek bulamadıkları durumlarda, meyvelik ve ormanlarda fidanların gövdelerini (özellikle kök boğazı) kemirmek, kesmek suretiyle zarar yaparlar. Beslendikleri alandaki besin tükendiğinde başka alanlara da geçerek zararlarına devam ederler. Tüm tarla, bahçe ve çayır-mera bitkileri ile (buğday, arpa, yulaf, mısır, yonca,  sebze ve meyveler, genç orman ağaçları başlıca konukçularıdır.)

            Tarla fareleri 4-12 giriş deliği bulunan 10-70cm derinlikteki toprak altı galerilerinde yaşarlar. Gece ve gündüz aktif olmakla birlikte genellikle geceleri faaldirler. Dişileri her ay doğurma gücüne sahiptirler yılda 4-6 doğum yaparlar ve her doğumda en çok 9, ortalama 5-6 yavru verirler.

           Tarla farelerinin başlıca doğal düşmanları kedi, köpek, tilki, gelincik, sansar, baykuş, leylek, kerkenez, atmaca, doğan, şahin, kartal ve yılanlardır. Doğal dengenin bozulmadığı ortamlarda, bu predatörler tarla farelerini büyük ölçüde baskı altında tutarlar. Üreticilerimizin sık sık üretim alanlarını kontrol etmeleri zararlı görüldüğü anda gecikmeden mücedeleye başlanmalıdır. Zehirli yem uygulamasından sonra tarlalar tekrar gezilmeli ölü fareler toplanıp imha edilmelidir.

         Tarla fareleriyle kimyasal mücadele iklim uygun olduğu sürece her zaman yapılabilir. Ancak en uygunu ve etkili olanı, kıştan çıktıkları ve en zayıf oldukları ilkbahar ile kışa girişte sonbahardır.Tarla fareleriyle bulaşık alanlarda 25m² de 5 işlek delik sayıldığında mücadeleye başlamak gerekirse de bitki çeşidine ve uğranılan ürün kaybının fazla oluşuna göre bu sayı azalabilir. Hazırlanan zehirli yemler tahta kaşık veya flinta denen ayarlı kamışlarla deliklere bırakılır.Mücadelede kullanılacak zehirli yemler İl ve İlçe Müdürlüklerimiz ve Ruhsatlı Zirai İlaç Bayiilerinden temin edilebilir.Tarla faresi mücadelesinde toplu mücadele esas olduğundan, zararlının bulunduğu alandaki bütün tarlalar ve tarla kenarları ile çevredeki sulama kanallarında bulunan işlek delikler ilaçlanmalıdır

           Zehirli Buğdayın Meskûn Mahallerde ve evlerde kullanılması İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN TEHLİKELİDİR. Hazırlanan Zehirli Buğday Sadece tarla faresi mücadelesi için tavsiye edilmektedir.